24 Ocak 2009 Cumartesi

sustukların büyür içinde..

İçindeki sıkıntıyı tarif edemezsin hani..Anlatmak istersin ama anlatamazsın karşındakine.Sanki, böğründe kocaman bir taş varış da konuşmakta zorlanıyormuşsun gibi olursun.Tam anlamıyla bir çözüme kavuşturamadan yine içine atarsın.

Ne yapacağını bilemezsin, hangi yöne gideceğine..İki taraf da karanlıktır..Yol ayrımında olmana rağmen karar veremezsin.Düşünürsün hatta, alternatif bir yol var mıdır diye.Başka bir çözüm üretmek istersin ama o iki yoldan başka seçeneğin kalmamıştır.Kıvranıp durursun yol kenarında.

Bir yol seçemezsin ve geri dönersin.Susup içine atarsın herşeyi.Zaman en iyi ilaç deyip zamanın kollarına bırakırsın sıkıntını.

Herşeyi zamanın akışına bıraktım dediğinde de uyuyakalmışsındır zaten. (:

18 Ocak 2009 Pazar

herşey karmaşık.

Aslında kafamda birsürü şey kurmuştum buraya yazmak için ama toparlayamadım kafamı bir türlü.Düşündüm çok, nereden başlasam, bilemedim..

Hani böyle duvarlar üstüne üstüne gelir, ama birşey yapamazsın.Hayata karşı yapamadığın gibi.Kim bilir belki 'kader' dedikleri de bu olsa gerek.Birşeyler yapmak için çabalamak ama yapamamak..

Bu aralar pek emin değilim kendimden.Nasıl bir karar vermem gerek, verdiğim karardan karşımdaki kişi nasıl etkilenecek, ve daha birçok şey.Bunları düşünmek son zamanlarda yordu beni.Bunların ötesinde çok garip bir ruh haline büründüm.Sürekli bir ağlamak isteği var içimde engelleyemediğim.Ama işin garip tarafı ağlayamıyorum.Ağlayamadıkça da rahatlayamıyorum ve herşey yine en başa dönüyor.Cevaplanmayı bekleyen sorular, elden birşey gelmeyişi, kafamın hala son derece karışık olması, vs vs vs...

Nereye kadar böyle devam edeceğim, hiç bilmiyorum.Sadece bir an önce şu halimden kurtulup, hayatıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum..

"..derdini açman gerek
dostunla tek atarak
hayat mars etti yine üstelik zar tutarak
bense sıkıldım hep yek atmaktan kadere..!"

10 Ocak 2009 Cumartesi

itiraflar 1 : kendime kızıyorum..!

Evet, kendime kızıyorum hem de çok fena.! Yani ne diye güvenirsin ki iki saatte tanıdığın birine? Al işte, ne oldu? Hayır bir de sırf belki düşüncelerimi değiştirebilir diye, tek ayak üstünde kırk yalan söyleyerek İstanbul'da kalıyorum onun için. Bunun için mi?

Babamdan başkası telefonu yüzüme kapatamazken, sen kimsin de yüzüme telefonu kapatabiliyorsun? Ne hakla?

Bu yüzden kızıyorum kendime. Hatta sinirleniyorum da fazlasıyla.

Off.

8 Ocak 2009 Perşembe

complicated...

Kafamda bir sürü cevaplanmayı bekleyen soru var.
Ama ne o cevapları bulabiliyorum ne de kendimi bu aralar...

7 Ocak 2009 Çarşamba

mim : arkadaş olmasanız da sevdiğiniz insanlar

Blog hayatımının ilk mim'ini sevgili arkadaşım deliyimben tarafından almış bulunmaktayım (: .
Madem mim aldım, bende bir mim konusu bulayım da mim'leyeyim diye düşünürken birden bu konu aklıma geldi.Belki de deliyimben arkadşaımın mim'iyle benzerlik gösterecek ama aynısı değil yine de (:

Evet mim konum arkadaş olmasak da sevdiğimiz insanlar...
Söze ilk başta deliyimben'in mim konusuyla başlamak istiyorum.Başkaları sizin hakkınızda ne düşünüyor ? Örneğin deliyimben'le birebir tanışıklığımız olmasa da severim kendisini, iyi biri olduğunu düşünürüm..Düşünceli, arkadaşlarına değer veren, sevdi mi sonuna kadar yaşayan, oldukça güzel yazılar yazan, kimi zaman üzülse de atlatabilen, kimi zamansa dünyayı sorgulayan birisi deliyimben.Belki arkadaşları kadar iyi tanımıyorum ama yine de düşündüklerimde haklıyım sanırım (:

Daha mutlaka vardır ama şimdilik aklıma gelen yok (:
Evet ilk mim'imi de burdan deliyimben arkadaşıma göndermekteyim.
hayırlara vesile (:

5 Ocak 2009 Pazartesi

2009

Herşeyiyle yeni bir yıl..
Yine her zamanki gibi umutlu herkes gelen yıldan.Kimisi iş, kimisi para, kimisi de aşk istiyor 2009'dan.
Dönüp bir sordum kendime..Ben ne istiyorum acaba ? Verilecek bi cevap bulamadım.Bilmem, belki de bir değişiklik yapıp bu sene yeni yıl'dan birşey istemiyordum.Geçen senelerde istedim de ne oldu (:

Hani hep derler ; yeni yıla nasıl girersen öyle gider diye..Bu böyle midir gerçekten? Bunu haddinden fazla merak etmekteyim (((:

Anlamlandıramadığım bir heyecan var içimde.Belki bu güzel bir haberin önsezi'si olabilir gibi geldi bana..Umalım da öyle olsun artık..! (:

Herkesin bu yılda istediklerinin olması dileğimle, iyi seneler (:

yeniden merhaba (:

Bayağı uzun bir zaman oldu buraya girmeyeli, yazmayalı..Aslında o kadar çok şey var ki yazmak istediğim.Nerden başlasam, nasıl anlatsam bilemedim..

Bir hafta kadar İstanbul'daydım.Malum, Almanya'dan arkadaşlar gelecekti, ben de dolayısıyla görüşmek istiyordum.Tabi kafamda çok başka düşünceler de vardı.Bunlar beynimin içinde dolaşırken ben çoktan İstanbul yolunu tutmuştum bile.Beş buçuk saatlik yolculuktan sonra, vardım Diloş'umun yanına.Onu da çok özlemiştim tabii.E kolay değil..İki senelik okul ve yine iki aylık -ki bir de aynı oda kısmını katarsak-Almanya maceramız..Kısacası birbirimize fazlasıyla alışmıştık diyebilirim.Çünkü ben genelde dağılırdım (ruh bakımından) , o beni toparlardı.Ağlardım, başımı omzuna yaslatırdı.İçerdim, beni odamıza götürüp yatırırdı..Daha neler neler..Otobüsten indiğimde ona sarılmak, kucaklaşmak çok çok iyi geldi.Eve gelip, valizimizi bıraktıktan hemen sonra vurduk kendimizi İstanbul yollarına..Vural ile Emrah bizi Mısır Çarşısı'nda bekliyorlardı.Yanlarına gittik..İkisini de öyle özlemişim ki..Onlara da uzun uzun sarıldım..Böylece "İstanbul Maceramız" başlamış oldu..

Günler birbirini kovalarken, benim içimde adlandıramadığım bir sıkıntı oluşmaya başladı.Çözemiyordum.Sadece gözümün önünde olan olaylara seyirci kalmakla yetiniyordum.Sesimi çıkartmak isterken birşeyler boğazımda düğümleniyordu.Sustum..Daha da kötüsü düşündüğüm şeyler başıma geldi..Bundan üzüntü duymak yerine, anlayamadığım, çözemediğim bir duyguya kapıldım..Dahası rahatladım (:

Ve bir de içimde çözemediğim bambaşka bir olay var..Neler oluyo bana, neler hissediyorum O'na karşı hiç bilmiyorum..Sadece bana olan ilgisinden çok hoşnuttum ama sonuçta yılbaşı gecesiydi ve hepimiz alkollüydük..Tekrar üzülmekten korkuyorum.Evet, bir çocuk gibi korkuyorum..O kadar soru var ki beynimin içinde cevaplanmayı bekleyen..Ama hiç birini cevaplayamıyorum.Kaç kere konuştum kendimle, ama hala bir cevap bulamadım hiçbir şeye..Daha ne kadar kendimden kaçacağım, bu böyle nereye kadar gider, orası meçhul.

Evime yurduma döndüm bir haftalık konaklamadan sonra..Hala cevaplayamadığım sorular beynimde dönüp dolaşmakta..Buraya geldiğimde bir şeyleri çözüme kavuşturacağımı düşünüyordum ama bakalım (: .Zaman neler gösterecek..

görüşmek üzere. (: